Göz Nasıl Çalışır?

Doğduğumuz andan itibaren gözümüzü açarız ve aslında çok karmaşık olan görme eylemini hiçbir efor sarf etmeden gerçekleştirmeye başlarız. Bunun için sadece gözümüzü açmamız yeter. 😊

Gözün bazı bölümleri gözü korur, bazı kısımları ise görme işlevini yerine getirir. Gözümüz sayesinde şekil, boyut, renk, uzaklıkları gözümüzle algılarız.

Örneğin trafikte, lambadaki kırmızı ışığı gözlerimiz sayesinde görürüz. Göz beyine aktarır ve beyin, kaslarımıza “dur” komutunu verir.

Gözü koruyan kısımlar 4 bölümdür. Bunlar;

1.Gözü Koruyan Kısımlar

1.A Kaş; yağmur ve terden gözerimizi korur.

1.B Kirpik; tozların gözlerimize girmesini engeller.

1.C Gözyaşı bezi; göze ulaşan tuzdaki mikropları temizler.

1.D Göz kapakları; gözün temiz ve nemli kalmasını sağlar.

2.Gözün Görmeyi Sağlayan Kısımları

Kafatası kemikleri tarafından korunan gözleriniz, orbita adı verilen içi boş açıklıkların içinde yer alır. Göz beş duyu organımızdan biridir. Öğrenmemizin büyük kısmını gözlerimiz sayesinde yaparız. Görme için, sırasıyla kornea, göz bebeği, iris, mercek ve retina görmede rol oynar. Işığın gözümüze girmesi, gözün farklı bölümleri tarafından işlenerek beyne iletilir ve bu bilgilerin görsel bir imgeye dönüştürülür.

2.A Kornea: Gözün ön kısmındaki şeffaf tabakadır. Kornea ışığı alır ve kırarak gözün içine yönlendirir.

2. B İris: Gözün renkli kısmıdır. Işığın miktarını kontrol etmek için göz bebeğinin (pupilla) büyüklüğünü ayarlar.

2.C Pupilla: Gözün merkezindeki siyah boşluktur. İris tarafından kontrol edilerek ışığın gözün içine ne kadar gireceğini belirler.

2.D Lens: Işığı retina üzerine odaklayan esnek ve şeffaf yapıdır. Yakın ve uzak mesafelerde net görmeyi odaklar.

2.E Retina: Gözün arka kısmında bulunan ışığa duyarlı tabakadır. Görüntülerin algılandığı ve sinir sinyallerine dönüştürüldüğü yerdir.

2.F Optik Sinir: Retinadan gelen sinyalleri beyne iletir. Beyin bu sinyalleri yorumlayarak görmeyi sağlar.

Görme Nasıl Meydana Gelir?

Göz aynı görüntüyü iki göz farklı açılardan algılar ve beyine gönderir ve tek bir algıya dönüşür. Bu “binoküler” görüntü, farklı iki açıdan alınan görüntülerin bir tür sentezi olduğundan dolayı bize nesneyi derinlikli, yani 3-boyutlu olarak algılama olanağı da sunar.